Toprak yarıldı, yürekler yandı !


Deprem kuşağı üzerinde bir ülkede yaşıyoruz. Deprem yaşadığımız coğrafyanın kaçınılmaz olaylarından birisi olarak sürekli karşımıza çıkacak.

Yani doğanın bu isyanından nasibimizi alacağız. Yer yarılacak, toprak enerjisini boşaltacak.

Kahramanmaraş merkezli yaşadığımız bu deprem bilimsel verilere göre 80 atom bombası şiddetinde. 2. Dünya savaşında tek bir atom bombasının patladığı Hiroşima'nın nasıl yok olduğunu hepimiz biliyoruz. Aynı noktada patlayan 80 atom bombasının şiddetini tarif bile edemeyiz. Düşünün bu deprem Anadolu topraklarını üç metre Güneye doğru kaydırıyor!

10 şiddetinde ve üstünde depremlerin kıtaları yerinden oynattığını yine bize bilim dünyası söylüyor. Yani Kahramanmaraş depreminin ardından toprak üç metre Güneye doğru hareket ediyor. Bu yaşanan depremin bir tık üstü kıyamet!

10 ilimizi, 20 milyon insanımızı etkileyen bir deprem yaşadık. Bir çok yerleşim biriminde taş üstünde taş kalmadı. Binalar yıkıldı! insanlar hayatlarını kaybetti.
Elbette Devletin açıkladığı resmi rakamlar üzerinden gitmek zorundayız. Bu işin sonu can kaybı olarak nereye gider, bunu da yaşayarak göreceğiz. Tek duamız yanadığımız can kaybının 20 bin seviyelerinde durması, üstüne çıkmaması! Ama ne yazık ki yüzyılın depremi binlerce canımızı alıp götürecek! Fotoğraf bunu gösteriyor.
Ben kesinlikle deprem üzerinden siyaset yapmak niyetinde değilim. Bu acı günlerin siyasetten uzak tutulması gerekir. 1999 Gölcük depremini hatırlayın! Dönemin koalisyonu başarısız olmuş halk sandıkta faturayı kesmişti! Yani ilk seçimde başarılı bir süreç geride bırakılmışsa seçmen noter gibi yeniden onay verir, değilse sandıkta bunun hesabını soracaktır!

Yani seçmen ile bizi yönetenler arasında yaşanacak bu süreçte kimin kaybedeceği kimin kazanacağı belli olacak! Bugünden yarını yazmak Anadolu tabiri ile doğmamış çocuğa don biçmek sayılacaktır. Malunumunuz siyasette 24 saat bile çok uzun bir süredir. Mühür seçmenin elinde olacak, Süleymanı onlar belirleyecektir.

Ama;

Bir konu var ki işte benim yüreğimi en çok dağlayan nokta da burasıdır. Türkiye deprem kuşağında ve bunları her zaman yaşamaya muktedir bir coğrafyada bulunmaktadır. Kahramanmaraş depremi ile deprem gerçeği asla gündemden kalkmayacaktır.

Bilim insanları yaşanacak bir İstanbul depremini yıllardan beri çivi gibi kafamıza çakmaya çalışıyorlar. İstanbul depremi bu coğrafya da yaşanacak! Ama bugün ama yarın bu depremle yüzleşilecek!

Ne yapmak gerekir?

Üstüne basarak yazıyorum. Kahramanmaraş depreminde yaşadıklarımız hepimize ders olmalıdır. Acilen DEPREM BAKANLIĞI adı altında bir bakanlık kurulmalıdır.

Sıralıyorum:

1- Türkiye'de yapılacak bütün binaların projelerin deprem standartlarına uygun olup olmadığına bu bakanlık karar vermelidir.

2-Bütün denetimler bu bakanlık üzerinden yapılmalı, kentsel dönüşüm projeleri yine bakanlık tarafından organize edilmelidir.

3- Devletin bütün kurtarma Timleri, Belediyelerin tüm yapılanmaları, Özel kurtarma dernekleri bu bakanlık çatısı altında toplanmalı, eğitimler, çağa uygun  olarak yapılmalıdır. Ekip ve ekipmanlar bu bakanlığın oluşturulacağı Deprem Bölge ve il Müdürülükleri kanalı ile olası deprem anında kullanılacak tüm iş makinaları envanterleri çıkartılmalıdır.  Yani deprem anında bu bakanlık tek yetkili olarak alana inmelidir.

4- Deprem anında yapılacak yardımlar bu noktadan dağıtılmalıdır. Yani yaşamsal çalışmalar (barınma ve gıda gibi) bu bakanlık üzerinden yürütülmelidir. Bu bakanlık aynı zamanda deprem anında İçişleri Bakanlığı ile koordineli olarak çalışmalı, İçişleri ve Milli Savunma Bakanlığının da içerisinde bulunduğu bir koordinasyon merkezi oluşturulmadır.

5- illerde Bakanlık, Valilik, Emniyet, Jandarma birimleri,  aynı asayiş önlemlerinde olduğu gibi deprem ile ilgili de bir arada çalışmalıdır.

6- DEPREM BAKANLIĞI kurulduğu anda deprem anında yaşanacak tüm karmaşa, kargaşa ve plansızlık ortadan kalkmış, müdahale hızlanmış olacaktır.
Ben sadece eksik gördüğüm noktaları sizlere aktardım. Bu BAKANLIK yapılanması elbette büyüklerimizin, yani Devletimizi yönetenlerin işidir. önerimiz dikkate alınır veya alınmaz bilemeyiz. En azından biz söylemiştik, keşke olsaydı, yapabilselerdi diye vicdani sorumluluğumuzu yerine getirmiş sayılırız.

Toprak yarılacak/yürekler yanacak!

Biz bu yürek yangınını ne kadar azaltabiliriz. Deprem gerçeği ile yüzleştiğimiz zaman en az cam ve mal kaybını nasıl veririz, nasıl önlem alırız bunu düşünmek zorundayız!

Biz bilimsel olarak bu konuyu bilemeyiz! DEPREM BAKANLIĞI önerimizi elbette onlar da düşünsünler, katkı versinler!

Son söz!

Karadenizliyi asmaya götürmüşler:

-son sözün ne?

Bizimki düşünmüş:

-Bu da bana ders olsun demiş!

Kahramanmaraş depremi de bize ders olur inşallah!